10 Eylül 2017 Pazar

Bak Bana

Artık eskisi gibi yazmak gelmiyor içimden. Eskiden olsa her cümleyi bir yerlere not edip bütünlüğünü oluşturmaya çabalardım. İyi gelirdi..
Çaba sarfettiğim bir çok şeyin bana bişey katmadığını hissettiğimden beri böyleyim. 
Yazıp, çizmek yada anlatmak artık pek bir fayda sağlamıyor bana. 
Bugün burada olmamın sebebi de aslında kendimi sınamak olabilir.
Uzunca bir süre hayatımla ilgili yoğun bir temponun varlığı eski alışkanlıklarımı ya bitirmiş yada şekil değiştirmesine neden olmuştu. 
Sonra işle ilgili bazı sebeplerden dolayı bu ağır tempodan sıyrılıp, mecburi uçak moduna geçtim. 
Kısaca toparlayacak olursam ; bu süreç, anlamsız bir iş değişikliği öncesi molaydı ve İkibin17 yaz dönemi bu plansız molayla geçip gitti.
Ama takdir edersin ki mutlak gerçekler değişmedi hiç.
İçimde kalan bi kaç parça yine aynı. 
Hikayeler başka olsada, binlerce kez çözümleyip bildiğim şeyleri, yine ilk defa tecrübe eder gibi tekrarladım. Zamanlar farklıydı fakat hatalar aynı.
İşte bu yüzden içimde insan kalan neresi varsa orası acıyor en çok.  

İnsanları anlamak oldukça zor. Zaman zaman kendimi tanımakta bile güçlük çekerken bişeylere bel bağlamak, beklentiler içinde olmak budalalık değil de nedir? 
Bu sebepten ötürü kocaman bir budalayım, ve bu halimi sadece ben sevimli buluyorum 😌
Hemde bilinçli bir budalayım. Bilipte susanlardan, haklı çıkmamak için direksiyonu sağa sola kıranlardan. 
Bunuda anı yaşayabilmek için yapıyorum o anın tadını çıkarmak için , zira diğer türlü hiçbir şekilde bu dünyada'da yaşamamam gerekir ama bu başka yerin konusu 😇
Şu sıralar boşlukta olduğum ve hissettiğim anlar oldukça fazla. Yalnızlık duygusunun hissizliği ağır ağır kanıma giriyor. 
Deli gibi kontrol etmeye çalıştığım şeyler manuel ayardan çıkıp otomatiğe geçtiğinden midir bilinmez, uzakları, uzak olmayı gözden kaybolana dek uçmayı istiyorum ben en çok. 

Yeri gelmişken bu yaz dilimde sürekli dönüp duran bir şarkının mealiyle yazının sonunu bağlayayım 🤤
 ;

Beeeen een çok kendimiii sevdim haklısın... ( aslında tam tersini söylemek isterken kinaye yapıyor şarkıda)

Gülmeyi sevdim de, okadar gülebilseydim.. ( güldüm-güldük-gülürdük ama daha çok olabilseydi keşke ) 

Acıyı sevdim mecbur, ya sevmeseydim... ( çünkü bu bir mecburiyettir, başka seçeneğin yoksa alışırsın. kötü olandan iyi şeyler çıkarmak zorundasın yoksa yaşayamazsın amk!) 

Ters köşe yapıp bu yazının şarkısını bahsi geçen şarkı yapmayacağım elbette. 
Bu yazının şarkısı bu;

Sevgiler,
Plüton