13 Eylül 2012 Perşembe

Kurtar Beni

Uzun süredir Hande Yener dinle(ye)miyordum. Malum tüm eskiden sevdiğim şeyler gibi Hande'de derinliğini yitirip halka açtı kendisini. Herneyse şimdi burada Hande'nin külliyatını yeniden eleştirmeye hiç niyetim yok. (zamanında yeterince paylamıştım burada.)
Diyeceğim şuki ;


Geçen gün çok çaba sarfederek oluşturduğum ama yarısından fazlasını Aries'in hard diskine kaydettiğim için yitirdiğim arşivimi kurcalarken aşağıdaki şarkıya rastladım. Dinletikten sonra uzun bir süre sustum. Konuşup yazarak kendimi anlatma çabam yersiz ve anlamsız kaldı. SUSTUM !


Hande Yener - Kurtar Beni

10 Eylül 2012 Pazartesi

Plüton Sosyal Ağlar'da - Volume I

çok paylaşımcı biriyimdir.paylaşarak çoğalır virüs misali körpe bedenleri ele geçiririm.



Ve sonra bağımlılık başlar.




Synchronised Vakası / Sophie Ellis Bextor

Rüyamda mahşer günündeydim ve kulaklıkla bu şarkıyı dinlediğim için meleklerle görüşme sıramı kaçırıyordum. Paso numara aldırıyolardı bana.

1 Eylül 2012 Cumartesi

Düşündümde... / Garbage - I Hate Love


Bazen her şeyi öylesine yapıyormuşum gibi geliyor, yaptığım çoğu şey anlamsız boş ve sıradan. Her şeyin anlamı boşluk muydu BOŞLUK! Düşünüyor, taşınıyor ve tüm yaşadıklarımdan bu sonucu çıkarıyordum. Boşluk sözcüğü beynimde yankılanıyordu. Belki de tümünün sebebi acıya saplanmış olmamdır ve acılar alışılmış olsalar bile acı vermeye devam ederler. Çünkü geçmişte doyasıya yaşanmış acılar bırakırlar.

Bu kadar umutsuz olduğum zamanlarda herkesten uzak olmayı istiyorum. Sorunun başkaları değil bizzat kendim olduğunu düşündüğüm için, aslında kendimden kaçmaya çalıştığım için herkesten uzaklaşıyorum. Sıradan ve tekdüze her şey ruhumuzu öldürüyor. Çoğumuz gebermeye yüz tutmuş libidolar gibi yaşıyoruz. Hiçbir şey bilmiyoruz, bilmediğimizi kabul etmediğimiz içinde anlamak için hiçbir çaba sarf etmiyoruz. Tek yaptığımız anlamsız anlamsız üremek! Sayımızı çoğaltarak gereksizliğimizi artırıp duruyoruz.
Bu şehirden, bu kalabalıktan, bu keşmekeşten, bu boğucu yalnızlıktan, sıyrılamadığım vahşi melankoliden sıkıldım. Artık gerçek duygular yaşayıp yaşamadığımı bile unutup karıştırıyorum. Duygularım, belli bir doz alındıktan sonra tükenmez sorularıyla midede yanmayla başlayan bir bulantı yaratan sıkıcı komşular gibi oldu. Sırf biraz daha kalabilmek, yalnızlığını anlıkta olsa unutabilmek için konuşmayı kısır döngülere döndüren garip komşular! Kısacası her şey sinirlerime kırmızı alarm verdirten bir duruma geldi ve ben de kaçtım.

Sonuç : şu sıralar her yeni güne bu şarkıyla uyanıyorum .